DEVAM: 14. Tesbîh
Namazı
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
سُفْيَانَ
الْأُبُلِّيُّ
حَدَّثَنَا
حَبَّانُ
بْنُ هِلَالٍ
أَبُو
حَبِيبٍ
حَدَّثَنَا
مَهْدِيُّ بْنُ
مَيْمُونٍ
حَدَّثَنَا
عَمْرُو بْنُ
مَالِكٍ عَنْ
أَبِي
الْجَوْزَاءِ
قَالَ
حَدَّثَنِي
رَجُلٌ
كَانَتْ لَهُ
صُحْبَةٌ
يَرَوْنَ
أَنَّهُ
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
عَمْرٍو
قَالَ قَالَ
لِي
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
ائْتِنِي
غَدًا
أَحْبُوكَ
وَأُثِيبُكَ
وَأُعْطِيكَ
حَتَّى
ظَنَنْتُ
أَنَّهُ
يُعْطِينِي
عَطِيَّةً
قَالَ إِذَا
زَالَ
النَّهَارُ
فَقُمْ
فَصَلِّ أَرْبَعَ
رَكَعَاتٍ
فَذَكَرَ
نَحْوَهُ
قَالَ ثُمَّ
تَرْفَعُ
رَأْسَكَ
يَعْنِي مِنْ
السَّجْدَةِ
الثَّانِيَةِ
فَاسْتَوِ
جَالِسًا
وَلَا تَقُمْ
حَتَّى
تُسَبِّحَ
عَشْرًا وَتَحْمَدَ
عَشْرًا
وَتُكَبِّرَ
عَشْرًا
وَتُهَلِّلَ
عَشْرًا
ثُمَّ
تَصْنَعَ
ذَلِكَ فِي
الْأَرْبَعِ
الرَّكَعَاتِ
قَالَ
فَإِنَّكَ
لَوْ كُنْتَ أَعْظَمَ
أَهْلِ
الْأَرْضِ
ذَنْبًا
غُفِرَ لَكَ
بِذَلِكَ
قُلْتُ
فَإِنْ لَمْ
أَسْتَطِعْ
أَنْ
أُصَلِّيَهَا
تِلْكَ
السَّاعَةَ
قَالَ
صَلِّهَا مِنْ
اللَّيْلِ
وَالنَّهَارِ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
حَبَّانُ
بْنُ هِلَالٍ خَالُ
هِلَالٍ
الرَّأْيِ قَالَ
أَبُو دَاوُد
رَوَاهُ
الْمُسْتَمِرُّ
بْنُ
الرَّيَّانِ
عَنْ أَبِي
الْجَوْزَاءِ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَمْرٍو مَوْقُوفًا
وَرَوَاهُ
رَوْحُ بْنُ
الْمُسَيَّبِ
وَجَعْفَرُ
بْنُ
سُلَيْمَانَ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ مَالِكٍ
النُّكْرِيِّ
عَنْ أَبِي الْجَوْزَاءِ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَوْلُهُ
وَقَالَ فِي
حَدِيثِ
رَوْحٍ
فَقَالَ حَدِيثُ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
Abdullah b. Amr
(r.a.)'dan, demiştir ki: Nebi (s.a.v.) (bir gün) bana; "yarın gel de sana
ikramda ve bağışta bulunayım" buyurdu. Ben de bana maddî bir bağışta
bulunacak zannettim. (Ertesi gün huzuruna varınca bana); "Gün (batıya)
meyledince kalk, dört rekat namaz kıl" buyurdu.
(Râvi sözlerine devam
ederek bir önceki (1297.) hadisin geri kalan kısmını) benzeri (kelimeler) ile
nakl(e devam)etti (ve sonra şunları) söyledi: "Sonra ikinci secdeden
başını kaldırıp oturarak doğrul ve on kere" "sübhanallah" on
kere "elhamdülillah" on kere "Allahu ekber" on kere
"lâ ikine illallah" demeden ayağa kalkma. Bunu dört rekatta da
yaparsın, dünyanın en büyük günahkârı bile olsan, bununla bağışlanırsın."
(Abdullah b. Amr) dedi ki: Ya bunu bu saatte kılamazsam? dedim.
"Gecede veya
gündüzde kıl'diye cevap verdi.
Ebu Davud dediki. Habban
b. Hilal, Hilalu'r-Raî'nin dayısıdır.
Ebu Davud dediki: Bu
hadisi Müstemir b. Fjyyân da Ebu'l-Cevzâ vasıtasıyla mevkuf olarak Abdullah b.
Amr'den rivayet etti.
Ravh b. el-Müseyyeb ile
Cafer b. Süleyman da Amr b. Mâlik en-Ntik:'sden (O da) Ebu'l-Cevzâ'dan (O da)
Abbas'dan, Abbâs'ın sözü Aarak nakletti. (Rajh'ın talebesi olan Yahya b. Yahya)
dedi ki- iiavh'ın kndisinde (îbn Abbas'(n); "Ben (bu sözü) Nebi saüallahü ahyhi
ve sellemdm naklediyorum (dediği tesbit edilmiştir.)
Diğer tahric: Tirmizî, vitr’de tahric etmiştir.
AÇIKLAMA:
Bu hadis-i şerifle
ilgili açıklama bir önceki hadiste geçmiştir.Görüldüğü gibi bu hadiste Tesbîh
Namazının nasıl kılınacağına dair ayrıntılı açıklama yapılmadığı halde sadece
ikinci secdeden doğrulunca ayağa kalkmadan on kere tesbihatta bulunulacağı
meselesi üzerinde durulmaktadır. Çünkü diğer namazlarda birinci rekatın ikinci
secdesinden doğ ulunca hiç oturmadan doğrudan doğruya ayağa kalkıldığı için
tesbîh namazında du böyle yapılacağı akla gelebilir. İşte bu şüpheyi yerinde
görerek, ikinci secdeden sonra oturulup tesbîhat okunacağını iyice açıklığa
kavuşturmak maksadıyla bu mesele üzerinde özel olarak durmaya ve tekrara lüzum
görülmüştür.
Her ne kadar metinde on
kere "sübhanallah = Allah (c.c.) hazretlerini her türlü noksan sıfatlardan
tenzih ederim" on kere "elhamdülillah = olanca hümd-ü senalar Allah
içindir", on kere "Allahu ekber = Allah en büyüktür"; on kere
de "lâ ilahe illallah = Allah'dan başka bir ilâh yoktur" teşbihleri
ayrı ayrı zikredilmişse de buna bakarak bu teşbihlerin hepsinin sırayla ve ayrı
ayrı onar kere okunacağı zannedilmemelidir. Teşbihlerin "sübhanallahi
ve'l-hamdülillahi velâ ilahe illalahu vellahu ekber" şeklinde birleştirilerek
on defa tekrarlanacağı unutulmamalıdır.
Müellif Ebû Dâvûd,
metnin sonuna talik ilâve etmekle bu hadisin başka yollarla da rivayet
edildiğini ve dolayısıyla zayıf olmadığını ifâde etmek istemiştir pirinci
tâlikde hadisin râvilerinden Hibbân'ın kimliğini iyice açıklığa kavuşturarak,
hakkında herhangi bir iltibasa yer bırakmamak için Hilâlü'r-re'y'in dayısı
olduğunu açıklamıştır.
İkinci ve üçüncü taliki
de yine bu hadisin sağlam olduğunu ispat için getirmiştir.
Nitekim Ebû Bekr
el-Hallâl "Kitâbü'1-îlel" isimli eserinde Ali b. Sa'id'den şunları
nakletmektedir: "Ben Ahmed b. Hanbel'e teşbih namazını sordum."
Bana;
Benim yanımda teşbih
namazıyla ilgili sağlam bir haber yoktur" diye cevab verdi. Bunun üzerine
ben:
Abdullah b. Amr hadisi
var ya! Ona ne dersin? dedim.
Onu rivayet edenlerin hepsi
de Amr b. Mâlik'den rivayet etmişler, diye cevap vererek, Amr b. Mâlik
aleyhinde tenkîdler bulunduğunu söylemek istedi. Bunun üzerine ben de:
Fakat bu hadisi
Müstemir b. Reyyân da Ebu'l-Cevzâ'dan rivayet etti, deyince hayretle:
Bunu sana kim söyledi?
diye sordu. Ben:
Müslim, b. İbrahim
deyince;
Müstemir sağlam ve
güvenilir bir râvidir, cevabım verdi.[bk. el-Menhel, VII, 212.]